Bugün kendime bir güzellik yaptim ve gelecek doğumgünüm için Roma'ya uçak bileti aldim!
Aslinda arkadasim külkedisi ile Noel'in birkac gününü orada gecirmek istiyorduk ama sanirim planlamakta geciktigimizden olacak, hem biletlerin hem de hostellerin fiyatlari benim bütçemi aştığı için vazgeçmiştik. Sabah işe geldiğimde aklımın bir köşesine bir Roma takılmıs olacak ki, "Ben de doğumgünümde giderim arkadaş" diyerekten bileti aliverdim. Külkedisinden de teklifime olumlu bir cevap alinca, hevesle bekleyecegim bir şeyim var artik :) Sabahtan beri, bilete bakıp bakıp gülümsüyorum, millet bende bir gariplik oldugunu dusunmeye baslayacak.
Ben bir kış cocuguyum, Ocak ayının yirmisekizinde Roma'ya inince, bir taraflarim donmaz inşallah. Ama olsun, donarsa donsun, seneler sonra hatırlayıp mutlu olabilecegim bir anım olacak ya, sen ona bak. Bir metre kar da yağsa umrumda degil. (Yahu zaten Roma'ya bir metre kar yagsa, başli başına bir olay olur)
Külkedisinin doğumgünü benimkinden yaklaşık bir ay sonra, onun doğumgününü de Barselona'da kutlamayı teklif ettim. Bakalım ne cevap gelecek :). Şimdiden çok mutluyum, artik üç gün duracagimiz gezi icin üç ay hazırlık yaparim. Zaten seyahatlerin beni en çok heyecanlandıran kısımlarından biri de bu hazırlanma evresidir. Günler öncesinden agir bir seyahat tribine girerim.
Şu Aşıklar Çesmesi'ne bir para da ben atayım artık... vakti geldi de geçiyor.
Kendime not: Gitmeden Letters to Juliet'i yeniden izlemeyi unutma!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder