1923 Lyon doğumlu olan Fransız fotoğrafçı Marc Riboud'un yolu 1955'de Türkiye'ye düşmüş. Onu bazılarınız Eyfel Kulesini Boyayan Adam (sağda) eserinden hatırlarlar belki.
Türkiye'de aşağıda görebileceğiniz fotoğrafları çekmiş. Kareler bana hem ne hızla geliştiğimizi, hem de ısrarla nasıl bazı şeylerde ve yerlerde yerimizde saymakta olduğumuzu düşündürttü.
Ülkemi, özellikle de İstanbul'u fotoğraflayan, kitaplarında anlatan, resmeden, yani kültürümüzle yolu bir yerlerde keşisen yabancı sanatçıların çalışmaları, oldum olası ilgimi çekmiştir. Bizim görmediğimiz, ya da kanıksadığımız şeylere bizi bir anda öyle bir açıdan baktırırlar ki, yeniden hayran oluruz o şeylere. Aynı şeyden bahsetmekte olduğumza inanmakta güçlük çektirirler bize. Objektiftirdir de bence çalışmalar, şimdi bir İstanbullu'ya anlattırmak var İstanbul'u, bir de bu şehrin yabancısından dinlemek/izlemek. O da hayransa eğer, tasdiklenmiş olur işte şehrimin/ülkemin güzelliği. Yoğurtçu, arzuhalci, tellak.. Kaldı mı bunlar?
Not: Sitesinde daha fazla fotoğrafa göz atabilirsiniz. Anasayfada bir fotoğrafı var, Oktay Sinanoğlu'nu andırıyor, bayıldım. Sanırım dahiler saçlarını tarayamıyor :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder