1960 kuşağı toplumcu şairleri arasında imge örgüsündeki sıkı doku, inançlı bir kararlılık, tüketmek bilmez yarın umudu, yöresel özellikleri çağdaşlık potasında eritme, anlamı ve sesi şiirin bütününe yayma özellikleri ile öne çıkan şiirlere imza atan Aydin Hatipoglu uzun süredir gördügü kanser tadavisi sonrasinda hayata gözlerini yumdu. Her insan bir iz birakamiyor arkasinda, ama Hatipoglu bir sanatci oldugu icin benim gözümde sanslilar kategorisinde, kendi gitti belki ama siirlerini bize birakti. Bir siiri ile onu taniyalim:
Aşktır Bu Derdin Dermanı
“Sevgiden sellerin sesidir senden gelenDağ delen susuşumu duysan tanıyacaksın
Seni kavgaların içi gibi sıcak buldumsa
Saf dışında kalmak nedir anlayacaksın
Düşlerimde yüzü kaldı küçük hayvanlara özgü
Yüreğimde közü ılıtır içerimi
Aşktır bu derdin dermanı aşktır bu dağların kızı
Sarar durur dört yanımı yunus gibi bir sızı
Yüreğimde közü ılıtır içerimi
Aşktır bu derdin dermanı aşktır bu dağların kızı
Sarar durur dört yanımı yunus gibi bir sızı
Hüzünlü bir denizde yıkıyorum gözlerini
Sesini düşleyemiyorum kimi zaman teller kopuk
Tanrının tanrılığını bir kenara bırakıp
Öznel güzelliklerimi kendim yaratıyorum
Küçük kavgalarda yenilmelerle yıkılmıyorum
Küçük yeniklerin büyük savaşına duruyor gücüm
Yüreğimi dağlayıp dağlayıp çoğulluyorum
Varlığımı sonsuz sevgilere adıyorum adsız sevgilere”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder