8 Aralık 2010 Çarşamba

yeni kaledonya

Yeni Kaledonya Güney Pasifik Okyanusu'da yer alan ve Fransa'ya bağlı dokuz-on adadan oluşan bir ülke. Dünya Nikel rezervlerinin dörtte biri burada yer alıyor ve kolonial zamanın başından beri şehir merkezine iki km uzaklıkta işleniyor. Adanın yerlilerinde ve ökosisteminde geri dönülemeyecek zararlar yaratmayı kendinde bir hak olarak gören Fransa, artık biraz insafa gelmiş olacak ki, 2014-2019 yılları arasında bir plebisit (plebisit: Devletler hukukunda bir ulusun hangi devlete bağlanacağıyla ilgili oylama. kaynak: TDK)
ile halka Fransa'ya bağlı kalmaya devam mı etmek, yoksa bağımsız mı olmak istediklerini soracakmış.
Taa binlerce kilometre uzağındaki, kendinden o kilometre sayısı kat daha fazla gelişmiş, devlet başkanını -istesen bile- televizyon harici bir yerde göremeyeceğin ülkeye bağlı olmak nasıl bir saçmalıktır senelerdir anlamış değilim. Bağlı olmak hadi neyse de, kendileri yetmezmiş gibi bir de Kanadalı'lar ile anlaşıp, ülkende bir iki tane daha Nikel işleme tesisi kurma planları ne oluyor, onu hiç anlamış değilim. Bu cennetten kopup dünyaya düşmüş adalarda, para eden birşey olmasa, hangi Avrupa ülkesi suratlarına bakar ki tatil harici zaten...?
Fransızların malum böyle daha bir çok kolektivitesi (sömürgeye günümüzde verilen ad) var açık denizlerde. Toplamda 2,5 milyon insanın yaşadığı bu yerlere has bir de para birimi varmış, şaka gibi (bkz: pasifik frangı). Sonra da bize insan haklarından bahsederler. Neyse, sinirlenip coşmuşum yine, bu güzel adaları tanıtmaya çalışacaktım sözde.
Adalardan en büyüğünün güneyinde uluslarası La Tontouta ve iç hat uçuşlarının yapıldığı Magenta havalimanları yer alıyor. Takımadaların kuzey batı ucunda ise, Avustralya'daki büyük set resifinden sonra 24.000km2 ile dünyanın ikinci en büyük mercan set resifi yer alıyor. Resifler Unesco koruması altında. Adada Pasifik'teki adalarından çoğunda olduğu gibi, dünyanın başka yerinde bulunmayan bitkiler ile börtü ve böcekler var. Aşağıda adaya özgü yürmi üç kuş çeşidinden biri olan Kagu'nun da bir fotoğrafı var. Bitki ve hayvan türlerinin soyunun tükendiğini belirtmeme gerek yok diye düşünüyorum. (Home belgeselinden bahsetmiştim, izleyenler bu gidişattan haberdarlar.) Üçüncü fotoğraftaki gemi belki de kireçtaşı taşıyordur ve başkentteki Nouméa Limanı'na yanaşacaktır, kim bilir... ;)
Fotoğraflar ile başbaşayız, buradan, buradan ve buradan alıntı.











Yann Arthus'la yatıp Yann Arthus ile kalkar oldum ama gözüme çarpmıştı yanlış hatırlamıyormuşum, o da bir fotoğraf çekmiş New Caledonia'da. Fotoğrafın tanıtım yazısı:

"A mangrove swamp is an amphibious tree formation common to muddy tropical coastlines with fluctuating tides. It consists of various halophytes (plants that can develop in a saline environment) and a predominance of mangroves. These swamps are found on four continents, covering a total area of 65,000 square miles (170,000 km2), or nearly 25 percent of the world’s coastal areas. This represents only half of the original range, because these fragile swamps have been continually reduced by the overexploitation of resources, agricultural and urban expansion, and pollution. The mangrove remains, however, as indispensable to sea fauna and to the equilibrium of the shoreline as it is to the local economy. New Caledonia, a group of Pacific islands covering 7,000 square miles (18,575 km2), has 80 square miles (200 km2) of a fairly low (25 to 33 feet, or 8 to 10 m) but very dense mangrove swamp, primarily on the west coast of the largest island, Grande Terre. At certain spots in the interior that are not reached by seawater except at high tides, vegetation gives way to bare, oversalted stretches called “tannes,” such as this one near the city of Voh, where nature has carved this clearing in the form of a heart."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...