Hysteria (2011) |
İstanbul Uluslararası Film Festivali'nin hiçbir filmini ayağım kırık olduğu için sinemada izleme fırsatı yakalayamadım ama bu demek değildi ki; programa göz atmadım. Hysteria, komedi filmleri arasından hemen dikkatimi çekti ve ne yapıp edip bir yerlerden bulup izledim (ancak İngilizce altyazı ile).
Dr. Robert Dalrymple (Jonathan Pryce) göre İngiliz kadınlarının %75'i histeri hastalığından muzdariptir ve o bunun fizyolojik bir rahatsızlık olduğuna inanmaktadır. Sorunlu yüzlerce kadın hasta ise onun bu fikrini doğrularcasına muayenehanesinde kuyruk olmaktadırlar ve doktorun bu rahatsızlığın giderilmesinde uyguladığı kendine has tedavi yönteminden (!) oldukça hoşnutlardır. Günlerden bir gün iş aramakta olan genç Dr. Mortimer Granville'ın yolu, yetiştirmek üzere bir doktor arayan yaşlı doktor Dalrymple'ın muayenehanesine düşer. Mortimer işe alınır ve tecrübeli doktor Dalrymple'den bu hassas (!) tedavinin inceliklerini öğrenmeye başlar. Doktorun yumuşakbaşlı kızı Emily ile arasında gelişen romantizm ile devam eden hikaye, kankasının elektriğe olan aşırı merakı sayesinde vibratörü icat etmelerine kadar gider.
Paralel koldan ise doktorun dikbaşlı ama yardımsever büyük kızı Charlotte Dalrymple'ın babası ile olan kavgalarını ve genç doktor Robert ile olan diyaloglarını izleriz.
Filmde bir de hizmetçi rolü ile karşımıza çıkan Molly the Lolly var ki benim en beğendiğim karakterlerden biri oldu açıkçası.
Film son ana kadar güldürmeyi başarıyor. Ekranda cast aktığı esnada geçmişten günümüze vibratör modelleri gösteriliyor. 2000li yılları heyecanla beklerken gelen görüntüye koptum açıkçası.
Ustaca işlenmiş; üzerinde düşünüldüğü belli olan senaryosu ile bence oldukça izlenesi bir film.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder